Eko-suçluluk nedir? Eko-anksiyeteden ayrılan yönleri nelerdir? Eko-suçluluk ile nasıl başa çıkılabilir? Neler yapılabilir?

Yoğun ve yorucu bir günün ardından çok acıktığınızı fark ettiniz; neler yiyebileceğinizi ve nerede yiyebileceğinizi düşünürken tam da aradığınız özellikleri karşılayabilecek bir yer gördünüz ve oturdunuz. Menüde her şey gayet güzel görünüyor, tam da canınızın istediği yemeği ve içeceği söyleyebileceksiniz. Şahane! 

Bir süre bekledikten sonra garson elinde servislerle masanıza geliyor önce kağıt bir servis açılıyor, ardından çatal kaşık servisiniz plastik bir ambalajın içinde sağınıza yerleştiriliyor. İçeceğiniz içindeki pipetle birlikte tepsiden masanıza alınıyor, tabağınız sipariş ettiğiniz yemeğin yanı sıra size sorulmayan bir dolu ikramla birlikte geliyor ve fark ediyorsunuz ki siparişiniz hiç de beklemediğiniz bir şekilde karşınızda! 

Böylesine basit ve gündelik yaşamın içinden bir tablo size de suçluluk hissettiriyor mu? 

Photo by Karina Tess on Unsplash

Marketten almak zorunda kaldığımız ambalajlı ürünler, bez torba almayı ertelediğimiz ya da unuttuğumuz için kullandığımız poşetler, vejetaryen/vegan olmayı isteyip de bir türlü alışkanlıklarımızı değiştiremediğimiz için tükettiğimiz hayvansal gıdalar… Peki ya bunlar size kendinizi suçlu hissettiriyor mu?

Eko Suçluluk (Environmental Guilt Syndrome ve Eco-guilt olarak kavramsallaştırılan sendrom) tam da bu hislerimizi tanımlayan yeni bir ekolojik kavram olarak karşımıza çıkıyor ve bize yalnız değilsin diyor! 

Eko Suçluluk nedir, eko-anksiyeteden ayrılan yönleri nelerdir gibi soruların yanıtlarını bulabileceğiniz bu yazıda ayrıca bu sendromla nasıl başa çıkabileceğinize dair bazı önerilere yer vermeyi de ihmal etmedim :), etkisi bol okumalar olsun!

İklim krizi etkilerinin günden güne hissedilir ve görünür olduğu; kar yağmayan bölgelere kar yağdığı, nehirlerin kuruduğu, Dünya’nın farklı bölgelerindeki büyük şehirlerin sellere teslim olduğu, müsilajın sudaki yaşamı tehdit ettiği, ormanların yandığı, bazı türlerin yok olduğu bazılarının ise yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu haberlerini takip ettiğimiz her yeni güne günaydın! 

Her gün en az bir yıkıcı haber aldığımız, iyileştirici gelişmeler için imzalar toplayıp, iklim grevleri yaptığımız, sürdürülebilir bir yaşam için her mecradan sesimizi duyurmaya çalıştığımız yorucu, kaygı dolu ve bazen çaresiz hissettiren bir yolculuğun içinden sesleneceğim bugün size.  

Farkında olup çaba gösterenin değiştiremediğini düşündüğü şeyler için; farkında olup “Dünyayı ben mi kurtaracağım?” diyerek çaba göstermekten imtina edenin; farkındalık yolculuğunda yeni olup nereden başlayacağını bilemeyenin ortak bir duygusundan, suçluluktan bahsedeceğim. 

Eko suçluluk, dünyanın gidişatı, geleceğimizin belirsizliği derken şahit olduğumuz her şeyin kaygı verici bir düzeye geldiği ve kendimizi gelecekte yaşanabilecek iklim krizi sonuçlarından korkarken bulduğumuz anda yaşadığımız eko anksiyete kavramı ile sık sık birlikte kullanılıyor. Ancak aralarında temel bir duygu farklılığı var. Eko anksiyete korku ve gelecek kaygısı gibi duygulardan meydana geliyorken; eko suçluluk, bazen yaptıklarımızın yetersiz olduğu düşüncesinden, bazen de yapamadıklarımızın ağırlığından dolayı hissettiğimiz suçluluk duygusundan kaynaklanıyor. Ve tanıdık bir yerden, içimizden sesleniyor sürekli: 

“Neden daha fazlasını yapmıyorsun?”

Neden daha az plastik kullanmıyor, neden hayvansal gıda tüketimini bir türlü sonlandıramıyor ya da azaltamıyorsun? Neden farkında oldukların için harekete geçemiyorsun? Her yerde plastikler yasaklansın derken neden elinde plastik torbalarla marketten dönüyor, tek kullanımlık karton/plastik bardakları kullanıyor, kompost yapmıyorsun?

Eko-suçluluk: Gezegenimiz için iyi bir şeyler yapabilecekken, herhangi bir sebeple yapmamaya karar verildiğinde yaşanılan duygu. 

Yapamadıklarımızı, yetersiz kaldığımız alanları, ertelediklerimizi ve bahanelerimizi odağına alan bu sendrom bir şekilde sıfır atık ve sürdürülebilir yaşam yolculuğumuza ket vuruyor ve bizi hareketsiz kılıyor olabilir mi?

“Sıfır atık hedefine ulaşmanın tek yolu ölü olmak.”*

Dünyadaki yaşamın geleceğine dair hissettiğimiz korku ve kaygının yarattığı eko-anksiyeteyle ve kendimizi bu gidişattan sorumlu tuttuğumuz ve bu sorumluluğun altında ezilerek kendimizi suçladığımız eko suçlulukla başa çıkmanın ölü olmak dışında bir yolu var mı? 🙂 

https://zerowastechef.com/ Eko Suçluluk ve Sıfır Atık

 

 

“Sıfır atığı mükemmel bir şekilde uygulayan bir grup azınlık insana değil; bunu kusurlu bir şekilde yapan milyonlara ihtiyacımız var!”

– Anne Marie Bonneau @zerowastechef

 

 

Bu yolculukta mükemmeliyetçi olmaktan vazgeç!

Her değişim sürecinde olduğu gibi sürdürülebilir bir yaşama geçişte de karşılaşacağımız birçok zorluk ve yıpratıcı süreçler olabilir. Başlangıçta bez torbamız her zaman yanımızda olmayabilir, karton bardak kullanmaktan başka seçeneğimizin olmadığı zamanlar olabilir ve kültürel olarak yeme alışkanlıklarımızı değiştirmek daha fazla çaba gerektirebilir. Ama her değişim böyledir ve derin bir nefes almak odağımızı ana geri getirebilir! Bulunduğumuz anda ve mekanda yapabileceğimizin en iyisini nasıl yapabileceğimize odaklanmak yardımcı olabilir.

Başarılarını kutla!

Belki bugün içinde bulunduğun koşullar neticesinde hedeflediğin yaşama uygun olmadığını düşündüğün bir uygulamada bulunmuş olabilirsin, peki ya şimdiye kadar neler yaptın? 

Değişim sürecinde atılan her adım çok kıymetlidir, tıpkı Lao Tzu’nun söylediği gibi “En uzun yolculuklar bile tek bir adımla başlar.”

Yaklaşımını değiştir! 

Sıfır atık veya atıksız yaşam gibi kavramsallaştırmalar asla ulaşılamayacak bir hedef gibi gelebilir ve kaygıyı arttıran bir etkiye sebep olabilir. Bunun yerine daha az atık, az atıklı yaşam gibi kullanımları tercih ederek sonuca değil sürece odaklanan bir yaklaşımı tercih edebilirsin. 

Suçluluk hissini motivasyona dönüştür!

Bugün çevre ve ekoloji alanında çalışma yürüten birçok sivil toplum kuruluşu, sosyal girişim ve mecra var. Yapamadıklarına odaklanarak hareketsiz kalmak yerine “ben bu konuda neler yapabilirim ya da bu konuda çalışmalar yürüten ekiplere nasıl destek olabilirim” düşüncesine geçmek ve aksiyon almak için her an çok kıymetli. Üstelik bu konuda sosyal medya içerik üretiminden, iklim krizi grevlerinde yer almaya kadar destek olabileceğin çok farklı alanlar var. 

İşte Senin İçin İçerisinde Yer Almak İsteyebileceğin Bazı Oluşumlar: 

Sıfır Gelecek 

Yeşil Düşünce Derneği 

Lets Do It Türkiye

Fridays For Future Türkiye

 

Adil ve Sürdürülebilir Üretimlerini Destekleyebileceğin Bazı Oluşumlar: 

Good4Trust 

Badecanlar 

Otama Kırkpınar 

Beije 

Topraktan Tabağa Tarımsal Kalkınma Kooperatifi 

Sen hangi oluşumları takip ediyor ve öneriyorsun?

 

Yazar:

Belgin Doğan 

 

 

Kaynaklar 

zerowastechef.com / How to cope with environmental guilt syndrome 

reducereuserenewblog.com / Eco-anxiety and guilt the what and the how to manage  

*Anne Marie Bonneau’nun ilgili yazısında yer verdiği kızına ait bir cümle.