Gündemde sıkça duyduğumuz IPCC nedir, BM Genel Sekreteri insanlık için neden kırmızı alarm çaldığını söylüyor, bizim bu süreçteki rolümüz ne?

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), Birleşmiş Milletlerin iki örgütü Dünya Meteoroloji Örgütü ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından 1988 yılında insan faaliyetlerinin neden olduğu iklim değişikliğinin risklerini değerlendirmek üzere kurulmuştur.

Uzunca bir süre “IPCC” yi dillerimizden düşüremeyeceğiz gibi duruyor. Çünkü bu grup, iklim değişikliği ile ilgili net, güvenilir, şeffaf ve güncel bilgileri paylaşmaktadır. Bu paylaşımlar yaklaşık 5-6 yılda bir olmaktadır fakat önümüzdeki süreçte gittikçe hız kazanacağı ve ara raporların da daha sık geleceği öngörülüyor.. Buradan anlamamız gereken şudur ki: İklim değişikliğinin etkileri kontrol edilemez düzeye ulaşmıştır. Günümüzde yaşadığımız yangınlar ve aşırı yağışlar maalesef bu durumun göstergeleridir.


                                            Kaynak: https://turkey.un.org/tr/

IPCC’nin 195 üye hükümeti tarafından onaylanan ve 9 Ağustos’ta çevrimiçi yayımlanan “İklim değişikliği 2021: Fiziksel Bilim Temeli” adlı IPCC 6. Değerlendirme Raporu 1. Çalışma Grubu Politikacılar için Özet Raporu’na göre, iklim değişikliği dünyanın her bölgesinde yaşanmaktadır. Dahası, iklim değişikliği şimdi her zamankinden daha geniş ölçekli, daha hızlı ve giderek şiddetlenen etkiler gösteriyor. Küresel ısınmayı önlemek için sera gazı salımlarında çok daha geniş ölçekli ve daha hızlı azaltımlar hemen bugün yapılmalı. Bu bağlamda Paris Anlaşması imzacısı olmak değil, iklimin sağlığına kavuşması için atacağımız somut adımlar önemli. Bireysel olarak harekete geçmek için neleri uyguluyoruz? Yoksa nelere gözlerimizi yumuyoruz?

 

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres:
Rapor -insanlık için “kırmızı alarm” çaldığı anlamına geliyor. Alarm zilleri kulakları sağır edecek seviyede ve kanıtlar reddedilmeyecek nitelikte.

İklim değişikliği uzunca bir süre geri döndürülemez durumda. Aynı zamanda, iyileşme yolunda aksiyonlar hızla alınacak ve gerçekleşecek olsa bile, sıcaklık artışının durdurulması ve/veya yavaşlatılması 20-30 yıl alabilir. Rapor, önümüzdeki yıllarda 1.5 derecelik küresel ısınma düzeyinin de geçilme olasılığını ortaya koymakta. İklim değişikliği yalnızca sıcaklık ile ilişkili değil. Yoğun yağış ve selleri de beraberinde getiriyor. Tabii dünyanın farklı bölgelerinde de kuraklığı tetikliyor. Buz kalkanlarının erimesine neden oluyor. Bu “felaket” olarak adlandırdığımız ve gözlerimizi kapattığımız olaylar uzunca bir süre bir yere gitmeyecek gibi duruyor. Öyle ki; tam da bu olayların göbeğinden sesleniyorum size. Yangın, yoğun yağışlar ve kuraklık bize çok uzak kavramlar değil. Geçmişe göre daha kötü bir konumdayız. Geleceğimizi iyileştirmek bizim elimizde. 

IPCC raporu, insan aktivitelerinin iklim olaylarında etkili olmaya devam edeceğini de göstermekte. Zaman hızla daralıyor! Dünyayı ben mi kurtaracağım? deme. Aşırı sıcak hava, seller, yangınlar ve kuraklık gibi iklim krizleri ile insan aktiviteleri etkileşimini azaltmada sen de yerini al.

 

Canan Öztürk Danış 

*Limitimizi Aştık kapak görseli WWF Türkiye sayfasından alınmıştır.